Acaba Hangi Işi Yapabilirim?
İyi bir soru. Bir şeyler yapmanız gerektiğinin farkındasınız, sonuçta para lazım! Fakat o şey ne, hiç bir fikriniz yok. Yalnız değilsiniz! Ülkemizin harika eğitim sistemi dikkate alındığında, bu kadarını düşünmüş olmanız bile doğru yolda olduğunuzun bir göstergesi. Sonuçta size bir sürü ıvır zıvır öğretildi. Herşeyden biraz anlıyorsunuz ama tam bildiğiniz hiç bir şey yok. Dedik ya, yalnız değilsiniz, çaresiz de. Antenlerinizi açacaksınız.
Gelin pazarlama uzmanlarından kopya çekelim. Onlar da size ne satacaklarını bilmiyor. Bu yüzden, en işe yaramaz, besleyici değeri olmayan, faydasız bir sürü ucuz şeyi süpermarketlerde kasanın tam yanına koyuyorlar, belinizin hizasına gelecek şekilde. Belinizde gözünüz olmadığı ve bunun hiç bir işe yaramayacağı gibi erken bir kanıya varmayın. Müşteri siz değilsiniz ki, çocuklarınız!
Çünkü o canınızdan bile çok sevdiğiniz yavrucaklar, süpermarkette algıları, yani antenleri olabildiğince açık yegane canlılar. Siz kirayı nasıl denkleştireceğinizi, kredi kartlarınıza hangi taklaları attıracağınızı düşünedurun, onlar gözlerini dört açmış, sağı solu kesiyorlar. Peynirin ucuzunu, tuvalet kağıdının hesaplısını, armudun iyisini kılı kırk yararak, indirimleri takip ederek almışsınız, önünüzdeki vatandaşın hesabını ödemesini bekliyorsunuz. Sevimli velet, tam gözünün önündeki -ki bu belinize denk geliyor- rengarenk çikolata, çiklet, gofret veya bilmem nelere huşu içinde bakmakta. Birazdan elinizden çekecek ve avcundakileri size gösterecek, sepete atılmaları için. Durumunuz umutsuz. Yapabileceğiniz tek şey, üç yerine bir gofret alması için yavruyu ikna etmek, sonuçta bir veya iki lira. Gitti tuvalet kağıdından yaptığınız tasarruf.
Söyleyin bakalım, bundan ne gibi bir ders çıkardınız?
Gelin pazarlama uzmanlarından kopya çekelim. Onlar da size ne satacaklarını bilmiyor. Bu yüzden, en işe yaramaz, besleyici değeri olmayan, faydasız bir sürü ucuz şeyi süpermarketlerde kasanın tam yanına koyuyorlar, belinizin hizasına gelecek şekilde. Belinizde gözünüz olmadığı ve bunun hiç bir işe yaramayacağı gibi erken bir kanıya varmayın. Müşteri siz değilsiniz ki, çocuklarınız!
Çünkü o canınızdan bile çok sevdiğiniz yavrucaklar, süpermarkette algıları, yani antenleri olabildiğince açık yegane canlılar. Siz kirayı nasıl denkleştireceğinizi, kredi kartlarınıza hangi taklaları attıracağınızı düşünedurun, onlar gözlerini dört açmış, sağı solu kesiyorlar. Peynirin ucuzunu, tuvalet kağıdının hesaplısını, armudun iyisini kılı kırk yararak, indirimleri takip ederek almışsınız, önünüzdeki vatandaşın hesabını ödemesini bekliyorsunuz. Sevimli velet, tam gözünün önündeki -ki bu belinize denk geliyor- rengarenk çikolata, çiklet, gofret veya bilmem nelere huşu içinde bakmakta. Birazdan elinizden çekecek ve avcundakileri size gösterecek, sepete atılmaları için. Durumunuz umutsuz. Yapabileceğiniz tek şey, üç yerine bir gofret alması için yavruyu ikna etmek, sonuçta bir veya iki lira. Gitti tuvalet kağıdından yaptığınız tasarruf.
Söyleyin bakalım, bundan ne gibi bir ders çıkardınız?
Yorumlar
Yorum Gönder