Antenlerinizi Açın
Süpermarketteki yavruyu hatırladınız mı? Hani tam kasada ödeme yapmak için sıra beklerken raftaki bir sürü ıvır zıvıra saldıran yumurcağı. Gelin olayı biraz daha ayrıntılı ele alalım ve hangi işi yapabiliriz sorusuna nasıl ışık tutabileceğine bakalım.
Eğer hangi işi yapabilirim noktasındaysanız, her işi yapabilirsiniz demektir (makul olmak kaydıyla). Durumunuzu şöyle özetlemek mümkün:
Eğer koşullarınız gerçekten böyleyse o zaman kendinizi o sevimli veledin yerine koyacaksınız. Onun ne yaptığını bir kez daha hatırlayalım: Siz sırada beklerken, o rafta gözüne hoş görünen herşeyden bir kaç tane almıştı.
İhtiyacınız olan şeyler:
2. İkinci adım olarak, not aldığınız ürün veya hizmetlerden kısa bir liste yapacak, yani çeşit bolluğunu daraltacaksınız. Bunu yaparken şunları göz önünde bulundurun:
3. Kısa listenizdeki iş olanakları ne kadar başlangıç sermayesi gerektiriyor? Bu kapitali bulmanız mümkün mü? Sermayesini karşılayamadığınız işleri çizin.
4. Sonraki aşama rekabet kontrolüdür.
İşi yapmayı düşündüğünüz çevrede benzer işleri yapan var mı? Olmaması sizin lehinize. Yeni kurulan bir işin en son ihtiyacı olan şey aşırı rekabettir. Varsa, piyasa ikinci bir satıcıyı kaldırabilir mi?
5. Piyasa araştırması
İlgilendiğiniz mal veya hizmeti satın alabilecek insanları ve/veya şirketleri bir ziyaret edin (ikinci adımda eski iş çevreniz demiştik; yani randevu almanız zor olmasa gerek).
Çay içip laflarken, ne yaptığınız sorulduğunda, listenizdeki işe gireceğinizi söyleyin ve tepkilerini ölçün. Uyumayın! Burası çok önemli. Tepkiler çeşitli olabilir:
Size basit gibi geldiğinin farkındayım ama şuna emin olun:
Türkiye'de çok az kişi yukarıda anılanları düşünerek iş kuruyor. Çoğunlukla kulaktan dolma bilgiler, dedikodu, "O işte çok para varmış," gibi ne idüğü belirsiz söylemler etkili oluyor. Sonuç ise genellikle hayal kırıklığı. Bir de beni dinleyin.
Eğer hangi işi yapabilirim noktasındaysanız, her işi yapabilirsiniz demektir (makul olmak kaydıyla). Durumunuzu şöyle özetlemek mümkün:
- Eskilerin değişiyle belirli bir zanaatınız yok ya da onu şu veya bu nedenle yapamıyor, yapmak istemiyorsunuz.
- Kendinize alternatif yaratmak istiyorsunuz.
- Bunun ne olacağı konusunda fikriniz yok, veya var ama siz farkında değilsiniz.
Eğer koşullarınız gerçekten böyleyse o zaman kendinizi o sevimli veledin yerine koyacaksınız. Onun ne yaptığını bir kez daha hatırlayalım: Siz sırada beklerken, o rafta gözüne hoş görünen herşeyden bir kaç tane almıştı.
İhtiyacınız olan şeyler:
- Bir adet kalem
- Bir adet defter
- İşlek bir akıl
2. İkinci adım olarak, not aldığınız ürün veya hizmetlerden kısa bir liste yapacak, yani çeşit bolluğunu daraltacaksınız. Bunu yaparken şunları göz önünde bulundurun:
- Söz konusu hizmet ve/veya mallara komşularınızdan, eski iş çevrenizden ilgi duyacak kimse var mı?
- Siz, kişisel olarak, o mal veya hizmeti kullanır mıydınız?
3. Kısa listenizdeki iş olanakları ne kadar başlangıç sermayesi gerektiriyor? Bu kapitali bulmanız mümkün mü? Sermayesini karşılayamadığınız işleri çizin.
4. Sonraki aşama rekabet kontrolüdür.
İşi yapmayı düşündüğünüz çevrede benzer işleri yapan var mı? Olmaması sizin lehinize. Yeni kurulan bir işin en son ihtiyacı olan şey aşırı rekabettir. Varsa, piyasa ikinci bir satıcıyı kaldırabilir mi?
5. Piyasa araştırması
İlgilendiğiniz mal veya hizmeti satın alabilecek insanları ve/veya şirketleri bir ziyaret edin (ikinci adımda eski iş çevreniz demiştik; yani randevu almanız zor olmasa gerek).
Çay içip laflarken, ne yaptığınız sorulduğunda, listenizdeki işe gireceğinizi söyleyin ve tepkilerini ölçün. Uyumayın! Burası çok önemli. Tepkiler çeşitli olabilir:
- Hayırlısı olsun: Listenizden bu işi silin.
- Mal veya hizmet hakkında "Şu özelliği var mı?", ya da "bu hizmeti de verecek misin?" gibi bir soru: İyi işaret, söz konusu mal veya hizmeti satmanız mümkün.
Size basit gibi geldiğinin farkındayım ama şuna emin olun:
Türkiye'de çok az kişi yukarıda anılanları düşünerek iş kuruyor. Çoğunlukla kulaktan dolma bilgiler, dedikodu, "O işte çok para varmış," gibi ne idüğü belirsiz söylemler etkili oluyor. Sonuç ise genellikle hayal kırıklığı. Bir de beni dinleyin.
Yorumlar
Yorum Gönder