Para ve Kazanç

Anadolu antik çağlardan beri dünyanın önde gelen matematikçilerinin, özellikle de geometricilerin beşiği olmuş. Anaxagoras, Anaximenes, Apollonius, Carpus, Simplicius, Sporus, Theodorus, Theon, adları ilk aklıma gelenlerden bazıları. Anadolu bu geleneği sürdürüyor sayın okurlar. 21. yüzyılın en büyük dehalarından birini zaten hepiniz "Kriz ve Teğet Teoremi" ile yakından tanıyorsunuz. Bir eğrinin belirli bir noktasından geçen teğetin eğimini bulmak kolay olmadı. Newton ve Leibniz eş zamanlı olarak bunun çözümünü buldular ve bu da Kalkülüs dediğimiz ve matematikten maalesef nefret etmenizi sağlayan alt dala yol açtı. Şimdi gelin krizin Türkiye eğrisine teğet geçtiği noktadaki eğimi hesaplayalım. Eğim kavramını küçümsemeyin çünkü astrolojiye göre geleceği kestirmede çok daha başarılıdır. Malum, yaşadığımız dış kaynaklı bir finans krizi. Finans kuruluşları krizde. Bu kuruluşlarsa finansman ya da diğer bir deyişle kredi sağlarlar. Örneğin bir armatörseniz ve filonuza yeni

Cumhurbaşkanı Gül, halkımızca "sicil affı" diye bilinen ve karşılıksız çek, protestolu senet ve kredi kartlarından kaynaklı borçlar nedeniyle kara listeye alınmış kişilerin, borçların ödenmesi veya yeniden yapılandırılması şartıyla listeden silinmelerini öngören kanunu onayladı. Hayırlı olsun! Şimdi, heyecanla borcunuzu ödediniz veya yeniden yapılandırdınız, yani alacaklı ile bir ödeme planında anlaştınız diyelim. Bundan ne sonuç çıkarabiliriz? Önünüz açık! Fırsatlar sizi belkiyor. Harika fikrinizi hayata geçirmenin tam sırası. Artık siciliniz de temiz olduğuna göre hemen bir iş kurabilir, bankalara kredi, çek, akreditif, teminat mektubu vb için başvurabilirsiniz. Çok safsınız. Ne yazık ki teknoloji çağı hakkında bilginiz az. Bilgisayarlarla geç tanışmışsınız veya onları oyun, kumar ya da erotik amaçlar için kullanmışsınız. Bilgisayar ilginç bir alet. Sakladığı verilerin ne kadarını kime göstereceğini o gayet iyi biliyor. Sicil affı da böyle bir şey. Zamanında yediğin

Kemal Abi'nin [1] sevgili oğlu Abdullah Unakıtan'ın Balıkesir'in Bandırma ilçesinde 7750 m2'lik bir alanda bir kek fabrikası kurması gözünüzü ve iştahınızı açmadıysa durumunuz gerçekten ümitsiz; hayatta kaybetmeye mahkumsunuz. AB Kek, Asil Kek, Asıl Kek, Ban Kek, Ess Kek, Hop Kek ve Kek Mini markalarıyla yakında üretime geçecek olan AB Gıda'ya rakip olmaya ne dersiniz? Evet işler kötü, ekonomi yavaş, para az, kredi yok, şu yok, bu yok ama Türk halkının iştahının kolay kapanmayacağına güvenebiliriz sanırım. Güvenebileceğimiz ikinci husussa, değil Kemal Abi'nin oğlunun, dünyanın bütün kek şirketlerinin keklerinin bile annenizin kekiyle zor başedeceği; lezzet olarak, tabii. O zaman neden on-line kek satışı işine girmiyorsunuz? İyi düşünün... Düşündünüz mü? Şimdi gelin bir iş planı yapalım ve artı eksilerimize bakalım. Doğrusu bu olduğu için önce eksiler: Paranız yok Başbakan'ın damadı gibi teminatsız kredi alamıyorsunuz Dağıtım kanalınız yok Paketlemen

Demek iş arıyorsunuz ve bulamıyorsunuz. Gazetelerin insan kaynakları ekini hiç kaçırmıyor, günde on farklı yere CV yolluyor, haftada bir gün eski adıyla İş ve İşçi Bulma Kurumu yeni adıyla İşkur'u sektirmeden ziyaret ediyorsunuz. Sonuç: sıfıra sıfır, elde var sıfır. Bu, kuramsal bilginizin zayıf olduğunun bir işareti. Gelin bu açığı biraz kapatıp işinizi kolaylaştıralım. Ralph Nelson Elliot (1871–1948), kendi adıyla anılan dalga kavramını bulmuş bir muhasebeci. 1938 yılında yayınladığı Dalga İlkesi (ing. Wave Principle) kitabında, piyasada fiyatların dalgalar halinde geliştiği ve bu trendlerin kollanması gerektiğini ileri sürmüş. Kabaca, toplu yatırımcı psikolojisinin (kitle ya da sürü psikolojisi de diyebiliriz) olumludan olumsuza ve sonra tekrar olumluya dalgalar halinde salındığını söylüyor. Biz de Elliot dalgalarının toplumbilimsel (sosyolojik) yansımalarını kullanarak iş bulma şansınızı artıracağız. Tıpkı fiyatlar gibi, toplumsal değerler de değişir, gelişir ve salınırla

Teoremler yalnız matematikte olmaz. Dünya, akıllı insanlar için çıkarılacak derslerin olduğu bereketli bir kaynaktır. Öykü İtalya'da geçer (Öykü dediğime bakmayın, gerçektir). Günün birinde İtalyan kamu yöneticileri artan domuz nüfusunu seyreltmek ister. Bunun üzerine meclis toplanır ve her vatandaşa getirdiği ölü domuz başına para ödülü koyar (Benzer bir yasa güzel ülkemizde de vardır). Amaç avcıların, çiftçilerin ve diğerlerinin çevredeki domuzları avlaması ve böylece sayıları çoğalmış domuzların sayısının azalmasıdır. Birinci yıl işler gayet güzel gidiyor gibi görünür. Gerçekten de vatandaş yasayı benimsemiş ve domuzların peşine düşmüştür. İkinci yıl da bir tuhaflık sezilmez. Önceki yıla oranla öldürülen domuz sayısı %20 artmıştır. Üçüncü ve dördüncü yıl da öldürülen domuz sayısı sırayla %30 ve %40 artmaya devam eder. Beşinci yıla gelindiğinde artış önceki yıla göre %60 olur ve yetkililer bu işte bir bit yeniği olduğunu düşünmeye başlar. O kadar domuz öldürülmesine rağ

İşsiz kaldınız, bu kötü. Ya da şanslı azınlıktansınız: bir işiniz var ama sevmiyorsunuz, mutsuzsunuz. Her iki durumda da değişmeniz gerekiyor ve değişim için gelişim şart. Böyle zamanlarda, önemli kişisel yetilere biraz yukarıdan, geniş bir perspektiften bakmakta yarar. Bana kızmadan önce biraz daha sabredin lütfen. Arkadaşlarımdan biri, bana bir gün şöyle demişti: "Bizim memleketten hırsız çıkmaz, çünkü o iş bile yetenek istiyor ve bizde kimsenin bir şey öğrenmeye niyeti yok." Yabancı bir dizi izliyorduk ve bir grup hırsız, kimi bilgisayar uzmanı, kimi kasa kırıcı, bir diğeri patlayıcılar konusunda her bilgiye sahip, başkasının ise tırmanamayacağı bina, giremeyeceği delik yok, soygun yapıyordu. Amacım tabii ki sizi yasadışı işlere özendirmek değil. Ama o yaşam tarzını çoğunuzun arzuladığını biliyorum. Hayır deyip kendinizi aldatmayın. İşin fantazi kısmını bir yana bırakırsak, o tür yeteneklere sahip insanlar tanıyorum ve eminim, siz de tanımasanız bile duymuşsunuzdur. Ge

Internette iş yapan girişimcilerin kar edememelerinin temel sebebi hedef kitlelerine ulaşıp onları müşteriye çevirecek bir planları olmamasıdır. Dedikleri gibi "Taş yerinde ağırdır". İyi bir sanatkar olmanız, ucuz ve kaliteli bir ürün yelpazenizin olması ve ürünlerinizin internet ortamında sergilenmesi, ne sitenizin ziyaretçi akınına uğramasını, ne de bu ziyaretçilerin alışveriş etmelerini garantiler. Pazarlama uzmanlarına kulak verin. İşte işinizden para kazanabilmeniz için beş öneri: İnternette satış yapanların çoğunun yaptığı hata, ürünün özelliklerine gerekenden fazla önem verip, ürünün müşteriye sağlayacağı yararları öne çıkarmayı ihmal etmeleridir. Yararlar ürününüzün muhtemel müşterinize ne kazandıracağı, özelliklerse bir ürünün ayrıntılarıdır. Kendinizi müşteri yerine koyun. Sık sık televizyonlarda görülen bir reklamdan örnek verelim. Diyelim elektrikli ısıtıcı satıyorsunuz. Ürün hakkında satırlar dolusu teknik bilgi (kaç bin vat, nikelaj, vb) verebilirsiniz, ya

Her gün, kısa sürede zengin olma hayali kuran sayısız girişimci, gerek on-line, gerekse evde bir şeyler yapmak için iş fırsatları ve pazarlama programları aramakta. Dünyadaki başarılı girişimlere bir göz attığımızda çoğunun kendi kendini yetiştirmiş ve sıfırdan başlamış olduğunu görürüz. Evden para kazanmanın yaygın yöntemlerinden biri de internet üzerinden yapılan ticaret. Fakat şöhret ve gelir peşindeki insan sayısının fazlalığı, bunlardan çoğunun da başarısız olacağının bir işareti. İstatistiklere baktığımızda çok küçük bir kesimin internet işlerinden makul bir kazanç sağladığını görüyoruz. Burada ters olan, başarılı olan girişimcilerin olması gerektiğinden az olması (hepsinin başaracağını zaten beklemiyoruz). Gözlemler, üç temel hata yapıldığını gösteriyor: Sermaye Gereksinimi İşlerini evden idare edeceklerin yaptığı ilk hata herşeyin bedava olduğunu sanıp paraya ihtiyaç duyacaklarını unutmak. İşinizi evinizde kurmanız ticaretin temel kurallarının sizin için artık işlemediğini

İyi bir soru. Bir şeyler yapmanız gerektiğinin farkındasınız, sonuçta para lazım ! Fakat o şey ne, hiç bir fikriniz yok. Yalnız değilsiniz! Ülkemizin harika eğitim sistemi dikkate alındığında, bu kadarını düşünmüş olmanız bile doğru yolda olduğunuzun bir göstergesi. Sonuçta size bir sürü ıvır zıvır öğretildi. Herşeyden biraz anlıyorsunuz ama tam bildiğiniz hiç bir şey yok. Dedik ya, yalnız değilsiniz, çaresiz de. Antenlerinizi açacaksınız . Gelin pazarlama uzmanlarından kopya çekelim. Onlar da size ne satacaklarını bilmiyor. Bu yüzden, en işe yaramaz, besleyici değeri olmayan, faydasız bir sürü ucuz şeyi süpermarketlerde kasanın tam yanına koyuyorlar, belinizin hizasına gelecek şekilde. Belinizde gözünüz olmadığı ve bunun hiç bir işe yaramayacağı gibi erken bir kanıya varmayın. Müşteri siz değilsiniz ki, çocuklarınız! Çünkü o canınızdan bile çok sevdiğiniz yavrucaklar, süpermarkette algıları, yani antenleri olabildiğince açık yegane canlılar. Siz kirayı nasıl denkleştireceğinizi,

Herkes doğru mu söylüyor? Size şaşırtıcı gelebilir fakat, bu soruya vereceğimiz cevap EVET. Bunun niye böyle olduğunu açıklamadan önce eskilerin deyişiyle toplumun halet-i ruhiyesine bir göz atalım: Kriz gelecek , geliyor, geldi, vurdu mu, teğet mi geçti derken, çoğunluk ya işini kaybetti veya her an kaybetmeyi bekliyor, ya da daha önce kazandığının yarısını da olsa kazanmanın derdine düşmüş. Doğal olarak siz, biz, hepimiz ve hatta Ayşe teyze ne yapabiliriz diye kafa yormakta. Kimisi fason, kimisi part-time iş olanaklarını, bazıları da evden veya internetten nasıl gelir sağlayabileceğini araştırmakta. Daha da kötüsü, ve maalesef bunu yapanların sayısı hiç de az değil, hatırı sayılır miktarda insan kaderine razı bir şekilde beklemekte. Doğrusu şu: size hangi işten para kazanacağınızı söyleyemeyiz ama nasıl kazanacağınızı öğretebiliriz. Zaten ilk paragraftaki soruya evet yanıtını vermemizin sebebi bu! Bu sitede de dahil olmak üzere karşınıza bir çok fırsat çıkacak ve iddia etti

Lorem Ipsum