Elliot Dalgaları ve Yükselen Değerler

elliot dalgalarinin toplumbilimsel sosyolojik uygulamasi
Demek iş arıyorsunuz ve bulamıyorsunuz. Gazetelerin insan kaynakları ekini hiç kaçırmıyor, günde on farklı yere CV yolluyor, haftada bir gün eski adıyla İş ve İşçi Bulma Kurumu yeni adıyla İşkur'u sektirmeden ziyaret ediyorsunuz. Sonuç: sıfıra sıfır, elde var sıfır. Bu, kuramsal bilginizin zayıf olduğunun bir işareti. Gelin bu açığı biraz kapatıp işinizi kolaylaştıralım.

Ralph Nelson Elliot (1871–1948), kendi adıyla anılan dalga kavramını bulmuş bir muhasebeci. 1938 yılında yayınladığı Dalga İlkesi (ing. Wave Principle) kitabında, piyasada fiyatların dalgalar halinde geliştiği ve bu trendlerin kollanması gerektiğini ileri sürmüş. Kabaca, toplu yatırımcı psikolojisinin (kitle ya da sürü psikolojisi de diyebiliriz) olumludan olumsuza ve sonra tekrar olumluya dalgalar halinde salındığını söylüyor.

Biz de Elliot dalgalarının toplumbilimsel (sosyolojik) yansımalarını kullanarak iş bulma şansınızı artıracağız.

Tıpkı fiyatlar gibi, toplumsal değerler de değişir, gelişir ve salınırlar. Önemli olan yükselen değerleri tespit edip kendinizi ona göre konumlandırmak. Sizce, güzel ülkemizde yükselen değerler (iyi-kötü, doğru-yanlış, güzel-çirkin diye bir ayrım yapmaksızın) neler? Şimdi daha fazla okumadan biraz düşünün lütfen.

Düşündünüz mü? Bakalım aynı şekilde mi düşünmüşüz?

21. yüzyılın ilk çeyreğinde, Türkiye'de benim gözlemlediğim yükselen değerler şunlar:
  1. Dincilik
  2. Cemaatçılık
  3. Tarikatçılık
Şimdi asıl soruya geliyoruz: iş aramak için doğru yerde mi bulunuyorsunuz? İşkur'un, İK eklerinin, CVlerin günümüzün yükselen değerleriyle bir ilgisi var mı? Yok! Dolayısıyla, havanda su dövmekten vazgeçin ve kendinizi doğru konumlandırın.

Cuma namazlarını kaçırmayın!

İş bulma şansınızı artırmanın doğru adresi Cuma namazları ve cami avlusudur. İki ateist arkadaşım benzer yöntemi kullanarak mucize yarattılar, siz de yaratabilirsiniz. Tabii önce biraz hazırlık yapacaksınız (buradaki öneriler erkekler için, kadınlara kısmetse başka bir yazıda değineceğiz).
  • Cuma gününüzü yalnız bu işe ayırın.
  • Traşlı olun ve sakal ya da bıyık bırakmayın.
  • Kumaş pantalon giyin, kot değil. Pantalon az kullanılmış olmalı ve yırtığı, pırtığı olmamalı.
  • Ayakkabılarınızın biraz yıpranmış olmasına dikkat edin. Orta derecede kullanılmış olmalılar.
  • Namaza en az yarım saat önce gidin, ve bittikten sonra da cemaatla sohbet edin.
  • "Çok şükür", "kısmetse", "inşallah" ve "hayırlısıyla" gibi ifadeleri doğal bir şekilde söyleyebilmelisiniz. Gerekirse pratik yapın.
  • Sorulduğunda yarı-sözlü olduğunuzu ama bir iş bulmadan daha ilerisini düşünemediğinizi söyleyin.
  • Bilmiyorsanız, din konusunu fazla abartmayın. Yalnızca ibadet ediyorsunuz. Az konuşun, çok dinleyin. Bir toplantıya davet edilirseniz, gündüzse iş aramanız gerektiğini söyleyerek reddedin. Geceyse bir kere gidin, ikinciye paranız olmadığını söyleyerek katılmayın.
  • Doğru camiyi seçin. En zor olanı budur. Şehir merkezinde, esnafın sık gittiği ve namazdan sonra sohbet edebileceği ya da bir çay içebileceği yerlerin olduğu, aşırı kalabalık olmayan camiler elverişlidir.
İş bulma şansınızı en az %50 artırdınız, tebrikler!

Bazılarınız yazıma gücenebilir, canları sağolsun. Darılanlara Ekonomide Domuz Teoremi yazısını okumalarını tavsiye ediyorum.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İnternette (on-line) Bilgi Satışı

Kriz Zili İki Kez Çalar

Ticari Hayallerinizi Gerçekleştirin