İletişim: İş ve İstihdamın Olmazsa Olmazı
İletişim gündelik yaşantımızın önemli bir parçası. Okulda öğretmenlerimizi dinleriz. Kitap ve dergi okuruz. Arkadaşlarımızla sohbet eder, televizyon izler, internet yoluyla haberleşiriz.
İşyeri de farklı değildir. Uzmanlara göre çalışırken zamanımızın %70-80'i iletişim kurarak geçiyor. Memolar yazıp okuyor, iş arkadaşlarımızla konuşuyor, amirlerimizi dinliyoruz.
İletişim için iki insan gerekiyor: yollayan ve alan. Burada, yollayan ve alan arasındaki dört farklı iletişim türüne bazen kısa, bazen detaylı olarak dokunacağız:
Her biri işyerinde başarı için önemli. Örneğin, kötü yazılmış bir kapak yazısı işe alınmanızı engelleyebilir. Keza, etkileyici yazabilmek ya da anlaşılır sunumlar yapabilmek terfi edilip edilmemek anlamına gelebilir. Ken Matejka ve Diane Ramos Em: Speaking and Writing to Catch and Keep a Business Audience adlı kitaplarında bunu tek satırla özetlemiş:
En fazla ihmal edilen iletişim yeteneği dinlemektir, üstelik araştırmalar zamanımızın %45'ini dinlemekle geçirdiğimizi söylerken bile. İnsanların anlattığını dikkatle dinliyor muyuz? Başka bir araştırmaya göre, bize söylenenlerin dörtte birini gerçekten dinlemekteyiz. Kalanında ya hayal kuruyoruz, ya da kendi dünyamızda, bambaşka yerlerdeyiz.
Bir matbaanın satış müdürü, önemli bir müşterilerinin işinin 24 saatte yetiştirilmesi hikayesini anlatıyor. Proje hakkında imalat müdürüne ayrıntılı talimatlar vermiş. Ama o daha bitirmeden, imalat müdürü diğer benzer projeler gibi bunun da üç günde bitirileceğini varsayarak onu dinlemeyi bırakmıştı bile. Zaten satıcılar hep çok konuşur, az şey söylerdi. Ertesi gün satış müdürü projeyi teslim almaya geldiğinde, iş doğal olarak henüz bitmemişti. Az daha müşteriyi kaybedeceklerdi. Ne yazık ki buna benzer olaylar bir çok kurumda tekrarlanır.
Dinlemek, yazmak ve konuşmak toplantılarda hep kullandığımız yetiler. Toplantılar günümüzde iş kararları vermenin olağan yöntemlerinden biri. Giderek daha fazla sayıda iş şirketin farklı bölümlerinden gelen insanların oluşturduğu takımlar tarafından yapılıyor. Görevlerin bir çoğu takım toplantılarında tamamlanmakta. Böyle durumlarda, diğerlerinin bizi anlayabilmesi, bizim söyleneni eksiksiz takip edebilmemiz için iyi konuşup yazabilmek bir zorunluluk. Maalesef, kötü iletişim yüzünden kimbilir kaç saat toplantılarda ziyan edilmekte.
İşyeri de farklı değildir. Uzmanlara göre çalışırken zamanımızın %70-80'i iletişim kurarak geçiyor. Memolar yazıp okuyor, iş arkadaşlarımızla konuşuyor, amirlerimizi dinliyoruz.
İletişim için iki insan gerekiyor: yollayan ve alan. Burada, yollayan ve alan arasındaki dört farklı iletişim türüne bazen kısa, bazen detaylı olarak dokunacağız:
- Yazmak
- Konuşmak
- Dinlemek
- Toplantılar
Her biri işyerinde başarı için önemli. Örneğin, kötü yazılmış bir kapak yazısı işe alınmanızı engelleyebilir. Keza, etkileyici yazabilmek ya da anlaşılır sunumlar yapabilmek terfi edilip edilmemek anlamına gelebilir. Ken Matejka ve Diane Ramos Em: Speaking and Writing to Catch and Keep a Business Audience adlı kitaplarında bunu tek satırla özetlemiş:
"Kariyerinizde ilerlemek için etkileyici ve ikna edici iletişim yeteneği şart."
En fazla ihmal edilen iletişim yeteneği dinlemektir, üstelik araştırmalar zamanımızın %45'ini dinlemekle geçirdiğimizi söylerken bile. İnsanların anlattığını dikkatle dinliyor muyuz? Başka bir araştırmaya göre, bize söylenenlerin dörtte birini gerçekten dinlemekteyiz. Kalanında ya hayal kuruyoruz, ya da kendi dünyamızda, bambaşka yerlerdeyiz.
İletişim zamanı nasıl kullanılmakta:
yazmak %9
okumak %16
konuşmak %30
Dinlemek %45
Bir matbaanın satış müdürü, önemli bir müşterilerinin işinin 24 saatte yetiştirilmesi hikayesini anlatıyor. Proje hakkında imalat müdürüne ayrıntılı talimatlar vermiş. Ama o daha bitirmeden, imalat müdürü diğer benzer projeler gibi bunun da üç günde bitirileceğini varsayarak onu dinlemeyi bırakmıştı bile. Zaten satıcılar hep çok konuşur, az şey söylerdi. Ertesi gün satış müdürü projeyi teslim almaya geldiğinde, iş doğal olarak henüz bitmemişti. Az daha müşteriyi kaybedeceklerdi. Ne yazık ki buna benzer olaylar bir çok kurumda tekrarlanır.
Dinlemek, yazmak ve konuşmak toplantılarda hep kullandığımız yetiler. Toplantılar günümüzde iş kararları vermenin olağan yöntemlerinden biri. Giderek daha fazla sayıda iş şirketin farklı bölümlerinden gelen insanların oluşturduğu takımlar tarafından yapılıyor. Görevlerin bir çoğu takım toplantılarında tamamlanmakta. Böyle durumlarda, diğerlerinin bizi anlayabilmesi, bizim söyleneni eksiksiz takip edebilmemiz için iyi konuşup yazabilmek bir zorunluluk. Maalesef, kötü iletişim yüzünden kimbilir kaç saat toplantılarda ziyan edilmekte.
Yorumlar
Yorum Gönder