Fikriniz Dünyayı Değiştirsin Yeter

Evet, fikrinizin büyük olmasına gerek yok, dünyayı değiştirmesi yeterli. İlk bakışta şaşırtıcı gibi görünse de, bu ikisi aynı şey değil.

Zamanımızın çoğunu tanımadığımız insanlara hayranlık duyarak geçiririz. Gazetede gördüğümüz büyük bir şirketin sahibi, televizyonda izlediğimiz beğenilen bir film yıldızı, harika bir ürün, çok satan bir kitap, vb.

Daha da çok zamanımız o insanlara yetişmeye çalışmakla harcanır. Onlarınki kadar büyük şirketler kurmaya, onlarınkinden daha çok satan bir ürün bulmaya, kendi film senaryomuzu yaşama geçirmeye...

Gelin, Hugh'nun öyküsünü dinleyelim:

Ben de herkes kadar suçluyum. Geçen yıllar boyunca bir sürü şey denedim, kariyerimi vasatlığın acımasız çenesinden kurtarmaya çalıştım. Kimileri işle, kimileri sanatla ilgiliydi.

Bir gün, yeteri sayıda sahte başlangıçtan sonra, sadece pes ettim. Barda bıkkınca otururken, iş ve genelde hayatın beni tüketmişliği içinde kartvizitlerimin arkasına çiziktirmeye başladım. Tamamiyle nedensiz. Yalnızca oradaydılar, pekala boş bir peçete de olabilirdi kullandığım. Ve bir şekilde beni eğlendirdiler. Tabii ki aptalcaydı, ve ticari değildi. Bir yere gideceği de yoktu. Vakit kaybından başka bir şey değildi. Ama biraz düşünürsek, bu işe yaramamazlık ona avantajını sağladı. Çünkü meslekdaşlarımın ve benim alıştığımız büyük planların tam tersiydi. O tür şeyleri düşünmemenin etkisi özgürleştiriciydi.

Değişiklik olarak kimseyi etkilemeyecek bir şey yapmak kuş gibi hafifleticiydi. Hayatta bir kez olsun kimseye beğendirmek zorunda olmadığım bir şey yapmak rahatlatıcıydı. Sadece ve sadece bana ait bir şey yapmış olmak harika bir duyguydu. Tam hakimiyeti, tam özgürlüğü tatmak mükemmeldi.

Ve işte tam o zaman dış dünya ilgi göstermeye başladı.

Yaptığınız işe tam hakim olmanız, içerikle karşılaştırıldığında daha fazla insanın ilgisini çeker.

İşinize hakim olmanız insanlara kendi işlerine nasıl hakim olacaklarını, kendi özgürlüklerini düşündürür ve işin kendi nesnel değerinden daha fazla dünyayı değiştirir. Fikrinizin büyük olması gerekmez. Yalnızca sizin olsun yeter. Fikriniz ne kadar yalnızca size aitse, harika bir şeyler yapabilme serbestliğiniz o kadar artar.

Harikalık derecesi arttıkça beğenen insan sayısı da artar. Beğenen insan sayısı arttıkça, fikriniz dünyayı daha da değiştirir. Kartvizitlerin arkasına çizim yapmak bana bunu öğretti.